“Zihnimde kanserli hücreler var.
Hepsi en zayıf anımda beni ele geçirmeye hazır.”
Kanser neydi?
Bi anda zararsız hücrelerin kendini tanımadan başka bir hal alması. Bilinen ve zararsız olana savaş açması. Zarar veren galip gelirse sonu ölümle sonuçlanıyor.
Neden kanserli hücrelerin en sevdiği şey zayıf kalma durumudur?
Eğer duygulardan yola çıkarsak, Aşık olmak bu tanıma uyuyor diyebiliriz.
İkinin bir anda bir olması. Sevgi ve uyum içinde.
Peki ya uyum ve aşkın büyüsü icerisindeyken bi anda başkalaşırsak ve aslında olduğumuz kişiden uzaklaşırsak, hatta ve hatta öncesinde nasıl olduğumuzu unutursak sonunda ölen ne olur?
Sevgimiz mi sadece? Belki benligimiz?
Bu yazarın yaşadığı başkalaşımın farkına vardığı anları okuyalım;
“Seninle güçsüz olmanın yolunu biliyorum.” “Sensiz güçsüz olmakla yeni tanıştım.”
İkisi de zor.
Birisinde yavaş yavaş ölüyordum şimdi ise sürekli küllerimden doğup, görünmez bir el tarafından alnıma kurşun yiyiyorum.
Hep üzen adamları taç ediyormuşuz başımıza. Biz kadınların hastalığıymış bu.
Beni üzersin diye sevmedim ki seni, sende beni.
Birbirimiz için yaratıldığımızı düşünüp sevmiştik. Sonrasında yaratılışımızı yok saydık.
Sağlıksız olan seninle yaşadıklarım mı
Yoksa sana sevgimden, yok saydıklarım mı bilmiyorum.
Hayatımdaki tüm netlikleri kaybettim.
Bu belirsizlik beni ölüme benzer bir sessizliğe itiyor.
Şimdi sensiz güçlü olmanın yollarını arayacağım.
Hayatta iyi olduğum şeyleri seninle unuttum sevgilim.
Seni tanıdım. Kendimi unuttum.
Şimdi seni unutursam kendimi bulur muyum?